01.01.2019 tarihinde Yürürlüğe Girecek KDV’de İndirim Hakkı, Gider Kaydı ve Ba-Bs Formları Üzerine Değerlendirme – M. Bahadır ALTAŞ, YMM
Giriş: Vergi kanunlarının uygulanmasında vergi kanunlarını lafzı ve ruhu ile birlikte konuluş maksatları ve vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti, olayın iktisadi ve ticari özelliğini dikkate alınarak yasaya ilişkin hüküm tesis etmek gerekiyor aksi durumda uygulamada yaşanacak sorunlar ilerde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
Bu yazımızda 7104 sayılı kanunlauygulamaya konulan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek KDV’de indirim hakkı uygulamasının, gider kaydı ve BA-BS formlarına etkisel sonuçları üzerinde bir değerlendirme yaparak ileride yaşanacak muhtemel sorunların çözümünü tartışmaya açmak ve bir sonuca ulaşmak hedeflenmiştir. Yazı içeriğinde konunun basit ve anlaşılır olması için vergi tekniği ve uygulamaları özeline mümkün olduğu kadar az yer verilmeye çalışılmıştır.
KDV İndirim dönemi ve indirim hakkına ilişkin yapılan düzenleme
3065 Sayılı Katma Değer Vergisinin; Vergi İndirimi başlıklı 29.maddesinin 3.fıkrasında yer alan “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir.” şeklinde yer alan düzenleme, 7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmek üzere “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenmesiyle “İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Yapılan bu düzenleme sonrasında daha önce ilgili takvim yılı içinde KDV indirim hakkının izleyen yıl sonuna kadar kullanılması imkânı sağlanmış olmaktadır. Bilindiği üzere önceki uygulamada dönemsellik ilkesi gereğince geç gelen ve yılı aşan faturalarda gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılmayarak kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekiyordu.
3065 sayılı KDV Kanunun 29.maddesinde yapılan bu düzenleme sonrasında mükelleflere bir anlamda yaklaşık iki yıllık bir süre içinde faturalarda gösterilen KDV sinin indirim imkânı sağlanmış oldu.
Ba-Bs Formu açısından değerlendirme
Geç gelen faturalarının Ba formunda nasıl ve ne zaman bildirileceği ile ilgili İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünün 19.07.2012 tarihinde vermiş olduğu B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.29-2161 sayılı “Ba-Bs Bildirim formlarında geç gelen faturanın ne zaman bildirileceği ve indirim konusu yapılacağı”konusundaki özelgesinde özetle;
Ba-Bs bildirim formları için “…işlem yaptığınız firmalardan tarafınıza geç gelen faturaların Ba Formunda bildirilmesinde, belge düzenlenme tarihinin dikkate alınması gerekmektedir.”
…
“Buna göre, Ba- Bs formlarında işlem yaptığınız firmalardan geç gelen faturalara ait KDV nin takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedildiği dönemde genel hükümlere göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.”
Bu konuda Hatay Vergi Dairesi Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğünün 10.03.2011 tarihinde vermiş olduğu B.07.1.GİB.4.31.15.02-VUK-01-08-8 sayılı “Ba-Bs Formunda dönem”konusundaki özelgesinde ise özetle;
“Bahse konu Tebliğin “2-Bildirimlerin Dönemi ve Verilme Süresi” başlıklı 2’nci bölümün “Dönemi” başlıklı (2.1.) bendinde; “Yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirilmesi gerekmektedir.
Mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemler, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenir.”, hükmü yer almaktadır.
Bu itibarla; yükümlülük kapsamındaki kayıtlı olduğunuz faaliyetiniz ile ilgili olarak yaptığınız ve aylık dönemler itibariyle bildirmek zorunda olduğunuz mal ve/veya hizmet alışlarınızın bildirileceği aylık dönemin, bu alışlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.”
Şeklinde görüş bildirmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde ister ilgili takvim yılı içinde isterse izleyen takvim yılı içinde kayda alınan geç gelen faturalar için tebliğde belirlenen limitlere ulaşılması halinde her halükarda Ba formu bildirimleri için düzeltme verilmesi gerekmektedir.
Gelir/Kurumlar Vergisi gider kaydı yönünden değerlendirme
Beyan esasına dayanan vergi sistemimizde gelir ve kurumlar vergilerinde vergi matrahının hesaplanmasında dönemsellik ilkesi temel esastır. Buna göre, gelir ve giderlerin ilgili yılın kazancının tespitinde dikkate alınması gerekir. Gelir vergisi mükellefleri için 193 sayılı GVK’ nun 38. maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın tespiti, Kurumlar vergisi mükellefleri içinse 5520 sayılı KVK’nun 6. maddesinde safî kurum kazancının tespitine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
193 sayılı GVK 40. maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup bu giderlerin aynı zamanda 5520 sayılı KVK kazancının tespitinde 8.maddede sayılan indirilecek giderlere ilave olarak mükelleflerin hâsılattan indirebilecekleri giderler olarak kabul edilmiştir. 193 sayılı GVK’ nun 41. maddesinde ve 5520 sayılı KVK’nun 11. maddesinde ise kazancın tespitinde kabul edilmeyen indirimler sayılmıştır.
Gider kabul edilmeyen indirimlerle ilgili olarak yukarıda yer alan gelir ve kurumlar vergisi düzenlemelerinde yıl bittikten/ hesap dönemi/defterler kapandıktan sonra gelen faturaların ait olduğu yıl kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği konusunda her hangi bir kısıtlayıcı düzenleme yer almamaktadır. Her ne kadar bu konuda yasal bir sınırlama olmasa da 6102 sayılı TTK ve VUK’da belirlenen hesap dönemine ilişkin hükümler ve VUK 219.maddesinde belirlenmiş kayıt süresine geçtikten sonra gelen faturanın ilgili döneme kayıt edilmesi ve ilgili yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması normal şartlarda mümkün değildir. Böyle bir işlemin geçerli olabilmesi ancak yasada öngörülen düzeltme beyannamesinin verilmesiyle mümkün olmaktadır. Bu durumda mali tabloların yeni duruma göre düzenlenmesi ile birlikte o döneme ait gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin düzeltilmesi gerekir.
Bu güne kadar yapılan uygulamada geç gelen faturanın kayıtlara alınması konusunda ilgili olduğu yıla ilişkin düzeltme beyannamesi verme seçeneği dışında geç gelen bu faturanın işletmeye ulaştığı cari yılda kayıtlara alınması ve KDV dâhil olarak 681-Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak hesaplara kaydedilmesi yöntemi ile muhasebeleştirilmekte ve KDV dâhil tutar Nazım Hesaplarda KKEG olarak takip edilmekteydi.
Yapılan düzenleme sonrasında geç gelen fatura için mükelleflerin tercihlerini 7104 sayılı kanunla getirilen düzenlemeye uygun olarak KDV indirim haklarını bu kapsamında kullanmaları faturanın bedelinin ise indirim konusu yaptıkları dönemde (cari yılda) 681-Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak hesaplarına KKEG olarak kayıt etmeleri halinde, 3065 sayılı KDV’nin İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi başlıklı 30/d.maddesinde yer alan “Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi” hükmü gereğince fatura muhteviyatı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan bir faturanın hesaplanan KDV’sinin indirim konusu yapılması kendi içinde bir çelişki oluşturacaktır.
Sonuç; Yukarıda yer alan açıklamalar sonrasında 7104 sayılı Kanunla KDV vergisi için getirilen “takvim yılını takip eden” süre içinde indirim hakkının kullanılmasının 213 sayılı VUK’nun 3-A maddesinde yer alan “Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.” hükmü gereğince özelliklede bu uygulamanın 193 sayılı GVK, 5520 sayılı KVK ve 213 sayılı VUK ile bağlantıları dikkate alınarak ticari kazancın tespitinde gider kaydı ve Ba-Bs formlarına etkisel sonuçları ile yapılan bu işlemin YMM tam tasdik ve KGK bağımsız denetim raporlarının sonuçlarını kapsayacak şekilde yeniden değerlendirmek bir zorunluluktur. Aksi takdirde mükelleflerin ve meslek mensuplarının ileride telafisi mümkün olmayan cezalı durumlarla karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır.